Adalet hizmetleri güncellenmeye ve hızlandırılmaya ihtiyaç duyuyor. Bunun için zaman zaman mevzuat değişiklikleri yapılmak zorunda. Zira, yargılama faaliyetlerinin açmazlarını, sorunları çözmek ve süreçleri daha sade ve akıcı hale getirmek için bu adımlar önemli. Yapılan açıklamaya göre son dönemdeki yeni paketle yani 7. Yargı Paketi ile buluşacağız. Peki bu pakette ne var? Bunları özet ve anlaşılabilir bir dille izah edelim:
1.Hacizlere hâkim kararı gelecek: Hacizlere mevcut sistemde icra müdürleri karar veriyor. Bu kararların tümü için değil ancak özel hayatın gizliliği ilkesi uyarınca ve oluşturduğu telafi edilemeyen infial sebebiyle sadece konutlar için hakim kararına veya onayına dayanılacak. Gerçekten, bu çok önemli. Bir kimsenin evine ne suretle olursa olsun hakim kararı ile girilmesi doğru bir adım.
2.Haciz yasakları genişleyecek: Aile fertlerine ait ibadete özgü veya kişisel eşyalar ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyaları, haczi caiz olmayan mallar arasına alınmaktadır. Buna göre evde ailenin ortak kullanımındaki buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon ve yatak ile baza gibi eşyalar haczedilemeyecek. İcra takibine konu alacağa yetecek miktarı aşacak şekilde (taşkın) haciz yapılması açıkça yasaklanmaktadır. Örneğin borç 100 Bin TL ise 100 Bin TL’lik eşya üzerinde haciz yapılabilecek. Uygulamada taşkın haciz meselesi çokça yapılan ve ciddi mağduriyetlere konu olan bir uygulama. Özellikle birçok tartışma bu yüzden çıkıyor. Borcun kat be kat üstünde haciz yapılınca bir anda muhatabın adeta kilitlenmesi gündeme gelebiliyor. Hele bu kimse esas borçlu değilse durum daha da farklı bir hal alıyor
3. Uyuşturucu konusunda önemli adımlar: Alanı genişleyen tek konu hacizler değil. Uygulamadaki belirsizlikleri giderme adına, bağımlılık yapma, uyuşturucu madde olma özelliği fazla olan sentetik uyuşturucu ve uyarıcı maddelere yönelik cezai yaptırımların daha caydırıcı hale geliyor. Kapsam genişliyor. Böylece sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri ile amfetamin ve türevleri uyuşturucu madde olarak kabul edilerek bunlar da ceza kapsamına alınıyor. Böylece anılan maddelerin imal ve ticareti suçunun cezasının alt sınırı, 10 yıldan 15 yıl hapse çıkıyor. Yine uyuşturucu imal ve ticareti ile daha etkin mücadele edilebilmesi için uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu için görevlendirilen gizli soruşturmacının hakim tarafından kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde ses veya görüntü kaydı yapabilmesine imkan sağlanıyor. Bu ülkemiz hakkında “uyuşturucuyla mücadele edilmiyor” iddialarına cevap verir mahiyette. Böylece delil toplama aracı genişliyor. Etkin mücadelenin artması mümkün olacak. El konulan maddenin uyuşturucu madde olduğuna dair kesin rapor alındıktan sonra soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimliğince bu maddenin müsaderesine ve imhasına karar verilmesi zorunlu hale getirilmektedir. Böylelikle soruşturma veya kovuşturmanın kesinleşmesi beklenmeden uyuşturucu maddelerin imhası sağlanmış olacak. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar ile bu amaçla uyuşturucu madde satın alan, kabul eden veya bulunduranlar hakkında uygulanacak tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri sürecinin daha etkin işletilebilmesi düzenleniyor. Tedavi süreçleri uzatılıyor. Böylece bu konuda görece daha az etkilenen ve kamu düzenini bozmayanlar için hem kurtulma ve hem de ceza almama ihtimali pekişiyor. Böylece tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin uzatma süresi, 1 yıldan 2 yıla çıkarılmakta ve şüphelinin daha uzun süre tedavi ve/veya denetim altında tutulması sağlanıyor. Cumhuriyet savcısının, erteleme süresi içinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için şüpheliyi yılda en az iki defa ilgili kuruma sevk etmesi zorunlu hale getiriliyor.
Tedavi ve rehabilitasyon programlarının uygulanacağı müstakil ceza infaz kurumlarının açılabilmesine veya mevcut ceza infaz kurumlarının bir bölümünün bu amaç için düzenlenebilmesi sağlanacak. Uyuşturucu kullanmak suçundan dolayı mahkûm olup da denetimli serbestliğe ayrılan hükümlülere, ilaveten tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılma yükümlülüğü getiriliyor. Tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin bir an önce hayata geçirilmesi ve yürütülecek hizmetlerin aksamaması için ilgili Bakanlıkların bütçesine ödenek konulması ve bu hususta personel görevlendirilmesi yönünde düzenleme geliyor.
4. Avukatlık ve Arabuluculukta düzenlemeler: Avukatlık mesleğinin ilk beş yılında baro aidatı alınmaması sağlanarak mesleğe yeni başlayan avukatlar mali olarak desteklenmektedir. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar (ilamsız icra yoluyla tahliye hariç), ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve komşu hakkıyla ilgili uyuşmazlıklar, zorunlu arabuluculuk kapsamına alınıyor. Yargı kararlarındaki tutarsızlık bitiyor. Böylece; ticari davalar ve iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar bakımından, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu açıkça düzenleniyor. Uyuşmazlığın asıl tarafının arabuluculuk süreci ile arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanak hakkında bilgilendirilmesi konusunda arabulucuya yükümlülük geliyor. Arabuluculuğa ilişkin Ülkemizin taraf olduğu Singapur Sözleşmesi’nin, iç hukukumuza uyumunun sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılıyor. Singapur sözleşmesi ile Uluslararası ticari alanda yapılan arabuluculuk uzlaşma anlaşmalarının ilgili ülkede herhangi bir yargısal faaliyet olmadan icra edilebilir olmasından dolayı hızlı sonuç alınması, Uluslararası ticaretin gelişmesine katkı sağlaması, ilgili devletlere güvenle yatırımların yapılmasını sağlayacak olmasının yanı sıra bundan sonra arabuluculuğun Uluslararası uyuşmazlıklarda çok daha fazla tercih edilmesine sebep olacak. Bu uluslararası arabuluculuk sistemine entagrasyon anlamı taşıyor.
5. Göçmen kaçakçılığı cezaları artacak: Göçmen kaçakçılığı suçuyla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla suçun cezasının alt sınırı 3 yıldan 5 yıla çıkarılıyor. Böylece bu suçla ilgili birçok tedbire başvurulması mümkün olacak. Son dönemde çoğalan bu suç ile ilgili böyle bir adım atılması yerinde. Bilindiği üzere göçmen kaçakçılığı suçu, 6136 sayılı Kanunun Ek 12. maddesi kapsamına alınıyor. Ek 12. maddeye göre belirli suçlardan elde edilen elkonulan, milli savunma veya iç güvenlik hizmetleriyle doğrudan ilgili silah, mühimmat, araç ve gereç ile sarf malzemesinin delil olarak saklanmasına gerek bulunmaması halinde, bu eşyaların Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığına tahsis edilmesi mümkün. Artık bu kapsama göçmen kaçakçılığı ile ilgili el konulan araç gereç de girecek.
6. Diğer düzenlemeler:
► Adli işlemler çerçevesinde “yurt dışına çıkamamak” şeklinde adli kontrol kararı verilen yabancılar ilgili Valilik kanalı ile Cumhuriyet başsavcılığına itiraz edebilecek. Tam tersi durumda da hakim kararı alınacak.
► Savunma sanayi şirketlerinde çalışan mühendislerin, yurt içinde veya yurt dışında aynı alanda faaliyet gösteren başka kurum veya kuruluşlarda çalışmasını veya işletme açmasını zorlaştıracak tedbirler düzenlenecek.
► Anayasa Mahkemesi önünde derdest bulunan uzun yargılamadan kaynaklı bireysel başvuruların, Adalet Bakanlığı bünyesindeki Tazminat Komisyonuna aktarılacak. AYM’nin iş yükü azalacak.
► Usul yasaları ve hükümleri değişecek itiraz, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru süreleri “iki hafta” olarak düzenlenecek. Böylelikle süreler tek tipleşecek.