Erdoğan Tekrar Aday Olabilir mi?

21.01.2021 13:53

Yazılarımızda güncel meselelerinin hukuki yönünü olabildiğince sade biçimde ele alma gayretindeyiz. Bunu yaparken kısa ve net metinler üretmeye gayret ediyoruz. Malum olduğu üzere seçimler yaklaşıyor. Ve yaklaştıkça gündem yeni tartışmalar doğuruyor.  Bunların başında Erdoğan’ın adaylığı konusu var.  Biz bugün, bu konuyu siyasi tartışmaların odağından alıp hukuk zemininde incelemeye çalışacağız.

Cevabını aradığımız temel soru şöyle: Erdoğan tekrar adaylığı hukuken mümkün müdür? Bu sualin üzerinde uzlaşılmış ve uzlaşılmamış iki tane cevabı var. Bunun için önce kolayından, yani tartışmasız olandan başlamak gerekiyor sanırım.  

Erdoğan’ın adaylığı konusunda üzerinde ittifak edilen cevap şöyledir:

Anayasa’nın 116. maddesinin 3. fıkrası "Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, Meclis tarafından seçim kararı alınırsa, Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı adayı olabilecektir. Meclis bu kararı 360 milletvekili ile alabilecektir. Bu durumda Erdoğan’ın aday olabileceği konusunda tüm kesimler ittifak etmektedir.

Peki seçimler süresinde yapıldı diyelim, işte bu halde görüş ayrılıkları başlamaktadır:

Erdoğan Cumhurbaşkanlığı koltuğuna ilk olarak 2014 yılında oturdu. Sonra 2017 yılında ülkede bir sistem değişikliğine gidilerek “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine” geçildi.  Değişiklilerin ilk seçimle yürürlüğe gireceği karara bağlandı. 2018'de yapılan seçimler ile Erdoğan “yeni duruma” göre Cumhurbaşkanı oldu. Önceki durumda mevcut başbakan, bakanlar kurulu, cumhurbaşkanı genel sekreterliği kaldırıldı, cumhurbaşkanlığı süresi, görevleri ve yetkileri değiştirildi.

Birinci görüş: “Erdoğan Tekrar Aday Olamaz”

Anayasa Cumhurbaşkanının seçimini düzenleyen 101.maddedeki “bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmü değişmediği için, Erdoğan 2014’te birinci, 2017’de ikinci kez Cumhurbaşkanı seçildi. Artık normal şartlarda seçim yapılırsa, yani sürenin bitmesine müteakip yapılacak seçimde tekrar aday olmaz.

İkinci görüş: “Adaylık Önünde Engel Yok”

Engel olmayacağı fikrine sahip olanlar ise 2017'de sistem değiştiğine, bu sisteme göre Erdoğan’ın ilk kez 2018’de Cumhurbaşkanı seçildiğine vurgu yaparak “2018 yeni sistemde ilk seçim olduğuna göre, Erdoğan, 2023’te süresinde icra edilecek seçimlerde aday olabilir” diyorlar

Meseleye nasıl bakmak gerekiyor?

Konuyu tüm hatları ile görebilmek için, üç temel noktayı kapsayan bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz:

1.Cumhurbaşkanına verilen yetkiler değişti: 2017 Anayasa değişikliklerinin bir sonuç ifadesi “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak çıkmıştır. Bunun açıkça yazılmasına gerek yoktur. Tıpkı önceki durumun “Parlamenter Sistem” olduğunu ifade ederken bir tanım veya tarif aramadığımız gibi. Ortada bir tanım yokken “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” derken de, Parlamenter Sistem” derken biz yetkiler ve organlar üzerinden bir analiz yaparız. Buna göre bir ifade kullanırız.  O halde yetkiler üzerinden bir değerlendirme yapıp neyin eski, neyin yeni olduğunu ayırabilmemiz mümkündür.

Misal, başbakanlık kalkmıştır, bakanlar kurulu diye bir şey artık yoktur. Cumhurbaşkanlığı teşkilatının başına olan genel sekreterlik kaldırılmış ve yerine yeni bir yapı ihdas edilmesinin önü açılmıştır. Nihayet Kararname yetkisi çok açık biçimde düzenlenmiştir. Artık sorumsuz, partisiz, siyasetten uzak bir cumhurbaşkanı yoktur. Tam tersine bizatihi sorumlu, yükümlü ve siyasi bir figür vardır. Tüm bunların yanında 4 yıllık görev süresi 5’e çıkarılmıştır. Bu durumda oyunun kurallarının değiştiği açıktır.

Eski durumda var olanı bir kimseyi, sadece eski durumda var diye yeni durumun haklarından mahrum bırakabilir miyiz? Konuyu basitleştirme adına bir örnek verelim: Federasyon 2014’te yayınladığı kuralda “kulüp başkanı ile teknik direktörü ayrı olmalıdır.  Başkan dört yıl için seçilebilir. Başkan seçilmek için en az dört yıl profesyonel basketbol oynamış olmak gerekir. Bir başkan en fazla iki kez seçilebilir” demektedir. Bu kurala göre X başkan seçilmiştir.  Federasyon 2017 yılında “kulüp başkanı ile teknik direktörü aynı kişide birleştirilmiştir. Başkan beş yıl için seçilebilir. Başkan seçilmek için en az dört yıl profesyonel basketbol oynamış olmak gerekir. Bir başkan en fazla iki kez seçilebilir”  şeklinde kural değişikliğine gitmiştir ve bu kuralın 2018 yılında yapılacak kulüp seçimde geçerli olacağını ilan etmiştir. X, 2018’de seçimi kazanmış hem takımın hem kulübün başına geçmiştir. 2023’te hangi duruma göre ikinci kez aday olmaktadır? Püf nokta buradadır. Yeni durumda karşımızda sıfatı aynı kişi olabilir ama durumu ve dolaysı ile tabi olduğu kural değişmiştir. Bunu göz ardı etmek ve sadece lafza takılmak doğru bir yaklaşım olmaz. Yani Cumhurbaşkanı ibaresi yerine yeni düzenleme “Başkan deseydi sorun olmayacak ve Erdoğan aday olabilecekti” ancak “tabir değişmedi” diye olamaz demek büyük bir yanılsamadır!

2. Anayasanın 101. maddesi değişti: Kaldı ki kural da değişmiştir. Anayasa’nın 101. maddesi değişmiş ve yeniden yazılmıştır. Bir maddenin değişmesi ile korunması aynı şeyler değildir. Bu maddede bir değişiklik olmasaydı, Erdoğan’ın adaylığı konusundaki itirazlar haklı olabilirdi. Bir maddedeki bir ifadenin korunması, maddenin değişmediği anlamına gelmez. Bu mantıkla bakarsak, bir hükmün çıkarılması yetmez, kuralın açıkça maddeye konulması gerekir şeklinde bir sonuca gideriz. Misal, Cumhurbaşkanının “partisi ile bağının kesileceği” kuralını metinden çıkarmak yetmez, “Cumhurbaşkanının partisi ile bağı devam edebilir” şeklinde bir kuralın getirilmesi gerektiği ifade edilebilir. Bir maddenin kısmen önceki düzenleme ile aynı hususları içermesi, onun değişikliğe uğradığı yani artık “yeni bir madde” olduğu gerçeğini örtmez.  

3. Yeni düzenin yürürlük tarihi belirtildi: Anayasanın 101. maddeyi yeni bir madde olarak ele almamıza neden olacak bir başka dayanak daha vardır. 101. maddeyi değiştiren 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanunun 7.maddesi “madde şu şekilde değiştirilmiştir” diyerek maddeyi yeniden yazmıştır. Yine aynı kanunun 18.maddesi 101.maddede yapılan değişikliğin birlikte yapılacak ilk TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yürürlüğe gireceğini ifade etmektedir.  Bu halde ortada “eski benzer ifadeleri içerse bile” artık yeni bir norm vardır. Yeni norm yeni durum demektir.

Son kararı kim verecek?

Cumhurbaşkanlığının Erdoğan’ın şahsında sürekliliği ile “tekrar aday olup olamayacağı” ayrı bahislerdir. Burada “367 krizi” bağlamında aslında murat edilmeyen bir durumun, toplumun gündemine getirilmesi daha büyük bir krizi tetikleyebilir. Açık normatif durum ortadadır. Bu konuda yetki Yüksek Seçim Kurulundadır. Adaylığın kabul edilmesinin Anayasa Mahkemesi ile bir ilintisi yoktur. Adaylık başvurusu sonrası kararı verecek merci YSK’dır. YSK’nın da olaya böyle bakıp bakmayacağını hep birlikte göreceğiz.