Macron aileleri hedef alıyor, peki bu hukuken mümkün mü?

05.07.2023 13:51

Fransa’daki olaylar, ailelerin çocuklarının işlediklerinden sorumlu tutulacağının ilan edilmesi ilginç bir boyut kazandı. Meseli 5 noktada değerlendirmek istiyorum. 

(1) BAKAN CEZA VERİLSİN DİYOR: Birkaç gün önce Fransa Adalet Bakanının bir açıklaması düştü. Aileleri hapis cezası ile tehdit etmiş ve çocuklarını eyleme gönderen ailelerin cezalandırılacağını belirtmişti. O haberi okuyunca Fransız Ceza Kanununa baktım. Sanırım kastı Fransız Ceza Yasasının 227.maddesi ve alt bentlerindeki suçlardı. Madde Medeni Hukuktan doğan yükümlülükler içeriyordu genelde. Böyle bir olay için uygulanması biraz ilginç olur diye düşündüm.  Zira bir kimsenin, bir başkasının işlediği suçtan sorumlu olması için onu azmettiren yani suça yönelten kişi olması veya suça iştirak etmesi yani beraber işlemesi aranır. Böyle bir açıklamanın aşırı bir yaklaşım ve belki de “dikkat çekmek” için yapıldığını düşünüyorum.

(2) MACRON TAZMİNAT İSTİYOR: Şimdi de Makron şöyle dedi “Fransız basınındaki habere göre, Emmanuel Macron polislere desteğini açıklayarak, çocukları olaylara karışan aileleri mali olarak cezalandırmak istediğini belirtti. Macron, burada “Ceplerine dokunmak lazım ancak bundan anlarlar. Yaptıkları saçmalığın karşılığı mali bir yaptırım olmalı.” ifadesini kullandı. Bu ifade “suç ve ceza” yönteminden konunun tazminat boyutuna getirmesi açısından bir “değişim” içeriyor. Bu halde konu Medeni Kanununa göre çözülecek. Burada önemli olan hususu “ev başkanı” ifadesinde gizli.

(3) EV BAŞKANI YÜKÜMLÜ: Fransız Medeni Kanun’u diğer ülkelere benzer biçimde “ev başkanı” kavramında bahseder. Ev başkanı, aile halinde yaşayan birden çok kişinin oluşturduğu topluluğu yönetmekle görevli kişiye verilen ad. Bu noktada anne veya babadan veya her ikisinin “başkanlığı” yürüttüğü kabul edilmekte. Haliyle 18 yaşın altındaki kimselerin verdiği zararlardan ev başkanı sorumlu tutuluyor. Türkiye’de bu durum düzenlemiş. Türk Medeni Kanunu’nun 368 ve 368. Maddelerine bakıldığında görebilir. 

(4) TÜRK ve FRANSIZ DÜZENLEMESİ FARKLI: Her iki ülke içinde benzer düzenleme var diyebiliriz. Birlikte yaşayan kimseler evin düzenine tâbi olduğu kabul ediliyor ve bu düzenin kuruluşunda ev halkından her birinin yararı adil biçimde gözetme görevi ev başkanına ait. Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan sorumlu. Bu sorumluluk zararı tazmin etmek demek. Ceza alması demek değil. Bu bir kimsenin kusuru olmasa da sorumlu olması demek. Ancak Türkiye ve Fransa arasında bir fark var. O da şu: Fransız Hukuku’nda, ev başkanının sorumluluğu kusursuz sorumluluk olarak düzenlenmiştir. Ancak, orada kurtuluş kanıtı getirme imkânı tanınmamıştır. (CCFr 1384/IV) Yani Türkiye’de ev başkanı “gerekli tedbirleri aldığı halde çocuğun kaçarak hatta eve gelmeyerek bu fiilleri işlediğini, kendisinin gerekli başvuru ve önlemleri aldığını” ispat ederse zarardan sorumlu tutulmaz. Ancak Fransa düzenlemesinde böyle bir imkan yok…

 

(5) TÜRKİYE’DE UYGULANDI MI? Birkaç haberde “gösterici çocukların ailelerine idari para cezası” uygulacağını Vali’lerce ilan edildiğini okuduk. Uygulandı mı bilmiyoruz. Ancak Gezi Olayları sonucunda böyle bir yola girişilmediğini biliyoruz. Olaya karışan küçük çocukların zararlarına ailelere bir yükümlülük yüklenmedi. Kanaatimce böyle bir yaklaşımın yani “kurtuluş kanıtı” benimsemeyen Fransız uygulamasının genel hukuk kurallarına aykırılığı gündeme gelebilir. Ailelere dair sorumluluk kabahat olarak ortaya konulabilir bu da koruma ve kollamada zaafiyet varsa gündeme gelmeli. Ancak devlet bu tip olaylara karışan çocuklara dair tedbirler uygulayabilir bunda bir beis yok. Nihayetinde Fransa’daki olaylar toplumsal olaylara dair ilginç bir perspektif sundu. Bir gerçeği ortaya koydu. Devletlerin meselelere bakış açısı çok net “olaylar bizde olursa, sonuna kadar gerekeni yaparız, diğer ülkeler mi? “hukuka uygun davranmaya davet ediyoruz”!

 

BÖLÜM II

Kusurlu ve Kusursuz Sorumluluk  [Haksız Fiillerin]

Kişi, yalnızca kendi fiiliyle verdiği zararlardan değil, sorumlu olduğu kişilerin fiillerinden veya gözetiminde bulunan şeylerden dolayı da sorumludur.

Kişi sadece kendi zararından sorumlu değildir. Baba ve anne, “velayet yetkisini” kullandıkları ölçüde, yanlarında yaşayan reşit olmayan çocuklarının sebep oldukları zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.

 

ALMAN MK 832

 Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali

Madde 233- (1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.