Meclis çoğunluğu neden önemli!

22.05.2023 13:51

14 Mayıs’ta iki ayaklı seçimin, yasama organını belirleyen kısmı bitti. Milletvekillerini seçtik. İkinci ayağı olan Cumhurbaşkanlığı seçimi ise ikinci tura kaldı. 28 Mayıs’ta bir ilki yaşayacağız. İkinci turda Cumhurbaşkanını seçeceğiz. Seçimlerden çok çok öncesinde de söylediğim gibi Meclis’i kazanmanın, şayet seçim ikinci tura kalması halinde sonuca etkisi olacak. Bu etki siyasi tercih anlamında bir etki olmanın yanında hukuki yönleri var.  Mevcut haliyle 600 üyeli TBMM’de, milletvekili dağılımı (resmi olmayan sonuçlara göre) şöyle;  ►►  Cumhur İttifakı, 323 milletvekili, ile yine Meclis'te çoğunluğu elde etti.  Millet İttifakı 212 milletvekili ile temsil edilecek.    Emek ve Özgürlük İttifakı ise 65 üye çıkardı… Şimdi bu durumda, Meclis çoğunluğu almanın sonuçlarını; spotlar halinde ve kısaca değinelim:

 (1) Kanun yapma yetkisi TBMM’de. Cumhur İttifakı, kanun yapmak için gereken sayıya ulaşmış durumda buna göre bir konuda düzenleme gerekiyorsa bunu öncelikle Cumhur ittifakı bileşenlerinin kabul etmesi gerekiyor.

(2) Cumhurbaşkanı, Kararname çıkarabilme yetkisine sahip. Kararname ile düzenleme yapabileceği alanlar sınırlı. Buna göre;

 

Anayasanın yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez.

Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.

Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.

 

(3) Cumhurbaşkanı bir kararname çıkarırsa ve bu kararname ile kanunlarda farklı hükümler içerirse kanun geçerli olacaktır. Durum bununla da kalmaz! Meclisin kararnameye konu bir hususla ilgili kanun çıkarması durumunda, kararname başkaca bir işleme gerek kalmaksızın hükümsüz hale gelir.

(4) Cumhurbaşkanı ayrıca kanunların uygulanmasının sağlamak için kanun altı metinleri de çıkarabilir. Yönetmelik ile bir kanunun uygulamasının nasıl olacağını gösterebilir.

(5) Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

Bu beş durum yetkilerin nirengi noktasıdır. Ancak Meclis ile Cumhurbaşkanlığı arasından bir uyuşma olmaz ise şu sorunların çıkması olasıdır:  »»» Cumhurbaşkanı bir kararname çıkararak, atama esaslarını belirler; Meclis bu kriterleri değiştiren bir kanun yapabilir.  »»» Cumhurbaşkanı temel kararnamelerle (Örneğin: 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Kararname ve 2 nolu Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kararname vb. gibi) atama ve görevlendirme yapar, Meclis bu kararnamenin ilgili hükümlerinin kanunla düzenler, hatta bu konudaki içerikleri kanun yaparak temel bir düzenlemeye dönüştürür. Yani tüm bakanlıkların yapısını gösteren Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Kararname yerine Meclis’in belirlediği ilkeleri içeren kanunu uygulamak zorunda kalır. »»» Son bir örnek de şöyledir; çıkarılan kararnamelerin de Anayasa mahkemesine götürülmesi ve bu sürede kanun yaparak sürekli hükümsüz hale gelmesi söz konusu olabilir.

 

Sonuç olarak, Meclis çoğunluğu olmayan veya bu gönde makul bir ilişki yürütemeyen Cumhurbaşkanın ülkeyi yönetmesi güçleşir. Bu da ister istemez kilitlenmiş bir mekanizma demektir. Süreç bir anda Meclis Başkanınca ülkenin yönetilmesi gibi bir sorunu gündeme getirebilir. Özellikle atamalara çerçeve çizen düzenlemeler ile takdir edebileceği daralmış alan ile karşı karşıya kalan bir Cumhurbaşkanı olma ihtimali doğar. Cumhurbaşkanı ve Meclis projeksiyonu ilişkisi bu bağlamda önem arz eder.