OSB Kesintileri (10 Soru/Yanıt)

31.01.2022 13:52

Birtakım sorunlar nedeniyle enerji kesintileri gündemde…Biz ülke olarak enerjide dışa bağımlı ülkeyiz. Petrol, doğalgaz ve kömür ithal ediyoruz. Dışa bağımlı olduğumuz için enerji konusunda ülkelerin tutum ve davranışlarından etkileniyoruz. Bugünlerdeki durum, bir dairenin doğalgazının kesilmesinden, bir semte elektrik verilmemesinden, planlı ve beklenen bir kesintiden çok çok farklı… 

Durum tüketicilere yani günlük ihtiyaçlarını karşılayan kimselere dair değil. Üretim bölgelerine, sanayi alanlarına dönük! Zira bildiğimiz kadarıyla bir başka ülkenin, ülkemize sattığı enerjinin sevk edildiği hatlarda sorunlar var. Bu kesintiler teknik olduğu kadar sonuçları ve değerlendirilmesi yönünde de hukukun alanına girmektedir. Hukuki olarak meseleye bakıldığında, iş, ticaret ve enerji hukuku bağlamında birkaç soruyu akla getiriyor. Şimdi bunları kısaca cevaplamak istiyoruz:

 

1.İşçilerin durumu ne olacak?

Kesinti sürecinde bir fabrikanın tüm birimleri değil sadece üretim bölümü durmaktadır. Ancak bakım, ofis, temizlik gibi birimler çalışmaya devam edecektir. Duran birimlerin çalışanları açısından işverenin “kesintilerin geçici olması sebebiyle” telafi çalışması istemesi mümkün. Telafi çalışması “zorunlu nedenlerle işin durması” halinde işverene tanınan bir hak. Telafi çalışma süresi, günlük en çok çalışma süresini yani 11 saati aşmaz.  Ve günde 3 saatten fazla da olmaz. Örneğin, günlük çalışma süresi 8 saat olan işyerlerinde günlük en fazla 3 saat; günlük çalışma süresi 9 saat olan işyerlerinde günlük en fazla 2 saat telafi çalışması yapılabilmektedir. Bunda işçinin onayı aranmaz. Telafi çalışması, fazla çalışma sayılamaz. İşçi bunun için ücret talep edemez. Yine işverenin çalışılmayan süreleri işçinin izninden düşmesi de mümkün değildir. İşçi işverenin telafi çalışması isteğini makul bir sebebi olmadıkça reddedemez. İşçi telafi çalışmasını reddedip, işten ayrılırsa; işveren çalışılmayan ve fakat işçiye ödenen sürelerin tutarını geri isteyebilir. Telafi süresinin aşılması halinde durum fazla çalışmaya girer. Toparlarsak, bir işçi kesinti süresini telafi etmekle mükelleftir. Bunu reddetmesi için (hastalık, mazeret vb.) makul gerekçelerin olması gerekir. Telafi çalışması istendiği için işçi iş akdini feshedemez. Bir çalışanın, bunların dışında bir şeye zorlanması halinde veya kesintiler bahane edilerek farklı taleplere gidilmesi halinde sözleşmeyi haklı feshedip tazminat isteme hakkı vardır!

2.Bir mücbir sebep var mıdır?

Önüne geçilmesi elde olmayan, irade dışında oluşan durumlara mücbir sebep denir. Bir sözleşme mücbir sebep ile yerine getirilmemiş ise kimse kusurlu kabul edilmez. Böylece tazminat yükümlülüğe de doğmaz. Kesintiler firmaların dışındaki bir durumdur. Ortada bir olağan üstü durum olduğu için bu kesintiler bir mücbir sebep sayılabilir. Mücbir sebep hukuken sorumluluğu kaldırdığı için önemlidir. Sadece elektrik kesintileri değil, pandemi sürecinde de bunları yaşamıştık.

3.Malların tesliminin gecikmesi ne gibi süreçler içerir?

Bu tip durumlarda üretim süreci aksayacaktır. Burada ilk yapılması gereken şey, durumun muhataplara derhal bildirilmesidir. Bu konuda olası planlama ve takvim değişikliği revize edilip bildirilmelidir. Yapılan bildirimlerde durumun elde olmayan sebeplere dayandığı ne zaman başladığı ve ne zaman başlayacağı belirtilmelidir. Sözleşme yükümlülüğünün hangi tarihte yerine getirileceği de belirtilmelidir. Mücbir sebebin, derhal bildirilmesi esastır. Gecikmesi halinde birtakım sorumluluklar doğurabilir.

4.Devletin zarardan dolayı sorumluluğu var mı?

Devletin bu bağlamda açıklayacağı destek paketleri, yardım ve hibe programları dışında meseleye bakarsak, devletin bir durumdan sorumlu olması için birkaç hususun oluşması gerekir. Enerji konusunda durumu tesis eden dağıtımı yapan firmalara bu enerjinin sağlanması için gerekli tedbirleri almak devletin ödevidir. Pek tabii enerji ithalatının bizatihi devletler arası değil, devletlerin bizatihi kendilerine ait şirketler eliyle yaptığı açıktır. Bu sebepler enerjinin bu özel durumu da gözetilince, aslında ülkeye enerji sağlayan şirketlerin, kesintiler konusunda ihmallere, planlama hataları, kontrol yükümlülüklerini yerine getirilememesi söz konusu ise zarardan da bu oranda sorumlu olacaklardır. Ancak kendilerinin hiçbir kusuru yoksa, zarardan buna sebep olan diğer devletin (veya o devlete ait ilgili firmanın) sorumluluğu durumu doğacaktır.

5.Uluslararası hukukta nasıl bir süreç işleyecek?

Meselenin özü devletler arası bir görünüm arz etmektedir. Kesintilerin sebebinin arızalar olduğu belirtilmiştir. Ancak ülkemizden yapılan açıklamalar konuya ilişkin arızaların giderildiği böyle bir durumun olmasının mümkün olmayacağı yönünde idi. Bunun için devletlerin bu konuda gerçeğin ortaya çıkması için heyetler nezdinden denetleme yapması mümkündür. Bu “kesme” olayının hukuka uygun olup olmadığı konusu bu alandaki özel yargılama yerleri olan “tahkim”de yapılmaktadır. Burada özel uzman hukukçular, iki ülkenin bu konudaki savlarını inceleyip kimin haklı olduğuna dair karar vermektedir. İşte, Türkiye’nin ortada bir haksızlık var ise tüm zararlarını yani toplam üretim, istihdam başta olmak üzere tüm mali kayıplarını bu haksızlığı yapan devletlere rücu etmesi mümkündür.