Yıkılan Dairenin Kredi Borcu

20.03.2023 13:41

Depremin “ilk kriz” evresi geçtikçe başka türlü sorunlarla yüzleşiyoruz. Bir aylık süreçte arama kurtarma, temel ihtiyaçların karşılanması ve nihayet barınma sorunlarını konuştuk. Henüz bitmiş değil pek tabi sorunlar. Yardımların devam etmesi ve sürdürülmesi çok ama çok önemli. Pek tabi bu bağlamda sorunlar azalsa da en çok konuşulan konu banka kredilerinin ne olacağı sorunu. Yani siz bankadan kredi çekerek ev aldınız. Taksitler devam ediyordu. Ve fakat 6 Şubat depremleri sonrası yıkıldı. Bu durumda ne olacak? Bunu beş başlıkta özetlemeye çalışalım. 

Kredi işlemleri

Ev almak için bankaya gittiğinizde, banka size birtakım sözleşmeler imzalatır. Bunlar kredi sözleşmesidir.  Daire için eksper incelemesi yapılıp bir tutar belirlenir. Bu tutar dairenin ederidir. Tutarın bir kısmı için kredi çekseniz bile dairenin tümüne ipotek uygulanır. İpotek, kredi borcu ödenmez ise bankanın taşınmazı satıp borcunu ve masraflarını karşılaması imkanı verir. Kredi süreci onaylanınca tapuya gider satıcıdan dairenizi alırsınız. Banka dairenin kredi tutarının satıcıya aktarır. Siz de alıcı olarak; bu tutarı belirli bir ödeme planında ve üzerine binen faiz yükü ile ödeme taahhüdü altına girersiniz. Özetle ev adınıza geçmiş ancak borcun ödenmesi süresince ipotekli biçimde borçlu olursunuz. 

Evin yok olması

Deprem nedeniyle yapıların çeşitli zararlar görmesi mümkün. Kabaca bir ev az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı veya enkaz. Bu durumların depremden sonra yapılacak tespitler ile dönüşmesi de mümkündür. Misal ağır hasarlı olan bir yapı, bir süre sonra kendiliğinden yıkılarak enkaz haline dönüşebilir. Evin yok olması yani enkaza dönüşmesi durumu en ağır olanıdır. Durum bu olsa bile bankaya olan borç devam eder. Malik vefat etmiş ise borç mirasçılara geçer.

Kanuni durum

Medeni Kanun gereğince (m.858 vd), ipotek, taşınmazın tamamen yok olması halinde  kalkar. Yani ipotek işlemi düşer. Ancak bu borcun düşeceği anlamına gelmez. Tamamen yok olma halinde, bankanın alacak hakkı devam eder. Taşınmaz tamamen olduğu gibi kısmen de yok olabilir. Bu takdirde ise, ipotek hakkı sona ermez; kalan kısım üzerinde varlığını devam ettirir. Borcun varlığı yine devam eder.  Burada borcun ikamesi için ilk bakılacak konu sigorta meselesidir.

Sigorta konusu

Bu konuda üç tür sigorta var. Bunlardan ilki DASK. Diğeri ise ihtiyari olarak yapılan afet sigortaları.  Tüm bankaların kredi işlemlerinde DASK zorunlu. Ancak bir gerçek de var ki çeşitli ihmaller veya umursamaz tavırlar nedeniyle DASK yenilenmeye biliyor. Hal böyle olunca daire DASK kapsamından çıkabiliyor. Misal kredi aldığımız ilk yıl için geçerli biçimde DASK yaptık. Sonrasında bize hatırlatmayı unuttu banka veya sigorta firması. Yenilemedik. İşte bu durum yaygın maalesef. DASK varsa ve ev yok olmuşsa DASK ödemeyi bankaya yapar. Zira konulan ipotek sebebiyle banka öncelikli alacaklı konumundadır. Kredi borcunun, DASK’a denk gelen kısmı toplam borçtan mahsup edilir. DASK dışındaki afet sigortası var ise DASK’ın ödediği tutara ek olarak kendi üst limitine göre ek ödemeyi yine bankaya yapar.

DASK ödedi. Ama halen borç ortada. Fakat ev yok! Burada bir başka sigorta durumu da var. Kredi borçlusu vefat etmişse bu sefer devreye hayat sigortası girecektir. Konut kredisi kullanırken hayat sigortası yaptırılmışlarsa evin kalan kredi borcunu hayat sigortası öder. Mirasçılar borçtan sorumlu olmaz. Hatta DASK’ın ödemesi gereken tutarı mirasçılar “evin tekrar yapılması” için alıp kullanabilir. Sigorta ödemelerinin tümü “poliçe limiti ile sınırlıdır” unutmayalım.

Bankalar Birliği

Bunun yanında depremzedelerin bankalar ile yapacağı görüşmelerde dikkat etmesi gereken bir husus da Bankalar Birliğinin Bankalara bulunduğu tavsiyelerdir. Buna göre; (i) Adıyaman, Hatay, Maraş, Malatya, Osmaniye ile Antep'in İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde 06.02.2023 tarihinden önce kullandırılan ve 31.08.2023 tarihine kadar vadesi gelen; mevcut kredi borçların, taksitlerin ve komisyonlarının 6 ay faizsiz olarak ertelenmesi (ii) Şanlıurfa, Antep, Diyarbakır, Adana illerinde kredi borçlarının/taksitlerinin komisyonlarının 1 ay faizsiz olarak ertelenmesi. (iii) Kapsam dışında kalan, deprem bölgesinde yer alan ve depremden zarar görenlerin talep etmesi ve zarar gördüklerini belgelendirmeleri halinde mevcut kredi borçlarına/taksitlerine erteleme imkânının sunulması. (iv) Depremde vefat eden bireysel ve gerçek kişi ticari müşterilerimizin kredi borçlarının, krediye konu sigorta ödemelerinin kredi borcuna mahsup edilmesi, sonrasında kalan borçlarının ise silinmesi… Ayrıca hakkında da dava ve takip olan depremzedeler bilmelidir ki OHAL kararnamesi ile hukuki süreçlerin 6.2.2023 tarihinden itibaren 6.4.2023 tarihine kadar durmuştur.  Böylece depremzedelerin bir ay boyunca hukuki süreçlerle muhatap edilmemesi gerekmektedir. Bu sürenin uzatılması gerekmektedir.

 

Mevcut durumda; borcun tamamının sigorta sistemi ile karşılanamaması halinde borcun devam edeceği kesin. Bankalar Birliğinin bu konudaki tavsiyelerine uygun olarak bankaların silme işlemi yapması ise kişilerin ödeme yükünü taşımaması halinde mümkün. Burada kişilerin kendilerini bankaya doğru izah etme kabiliyeti önem taşıyor. Öte yandan bir sorunu belirtmek isteriz ki DASK başta olmak üzere sigorta ödemelerinin yargısal durumlara intikal ettirilmesi sonucunda ödemelerin gecikmesi hatta istinaf ve temyize taşınması ciddi bir sorun. Sigorta şirketlerinin ödeyeceği tutarı geciktirmesi, kredi borçlarının faizle çoğalması demek. Yine DASK ve diğer sigortaların üst limitleri bu dönemin gerçekliği ile çok uyumlu değil. Bu iki konuda bir düzenleme yapılması gerekiyor.