HAKARET SUÇU NE?
TCK'nın 125. maddesinde düzenlenmiş olan bu suç bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide etmek maksadıyla bir isnatta bulunmak veya sövmek suretiyle saldırmak olarak özetlenebilir. Cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak belirlenmiş. Suçun kamu görevlisine karşı olması, dini, siyasi, sosyal sebeplerle veya düşünce açıklanması sebebiyle işlenmesi yada aleni biçimde olması durumlarında ceza arttırılıyor.
DÜZENLEME ÖNCESİ DURUM
Düzenlemeye kadar bu suçlarda şikayetle başlayan süreç yargılama sonucunda ceza verilmesi ile bitiyordu. Ancak failler "sonradan gelen pişmanlıkla" sicillerinin bozulmaması için çırpınıyordu. Bu nedenle failler; müştekinin (şikayetçi) "anlaşalım" teklifini "yine onların belirlediği" tarife üzerinden kabul ediyordu. Anlaşma sonucunda şikayetçi aldığı bedel karşılığında şikayetinden vazgeçiyordu. Bu da ister istemez yargı eliyle zenginleşen -sözde- mağdur kitlesini gündeme getirdi.
SUÇ, ZENGİNLİK ARACI OLMAMALI
Önceki yazılarımın birinde değindiğim üzere Ankara'da bir savcı; bu durumu tespit etmiş ve böyle yığınla dosyası olan bir şikayetçi hakkında "suçun unsuru 'rencide edilmek' olmasına karşın ortada incinmeden ziyade bir gelir elde etme durumu" olduğunu vurgulayan bir takipsizlik kararı vermişti... Şahsen bana karşı işlenen hakaret suçlarının tamamında AFAD'a bağış yapılması ve özür dilenmesi halinde şikayetimden vazgeçtim hep. Önödeme de benim gibi bir maksadı hasıl etmek isteyenler için yeterli diye düşünüyorum.
ÖNÖDEME VAR ARTIK!
Yeni düzenleme ile hakaret suçu önödeme kapsamına alındı. Böylece bu suçların failleri, Savcılıkça devlete irat kaydedilecek önödeme tutarını ve soruşturma masraflarını öderlerse haklarında dava açılmayacak. Önödeme tutarının üç eşit taksitte ödenmesi mümkün olabilecek. Şikâyete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikayet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyecek.
SOSYAL MEDYADA DURUM
Özellikle sosyal medya üzerinden kolayca işlenen bu suça ilişkin yeni durumu bir örnekle açıklayalım. Sosyal medyada birine hakaret edilirse verilecek cezanın alt sınırı, ön ödeme tutarı olarak belirlenecek: 3 ay 15 gün hapis... Bu ceza günlük 100 TL üzerinden paraya çevrilecek. Buna göre önödeme tutarı 10.500 TL olacak. Buna soruşturma giderleri eklenecek. Bu tutar faile tebliğ edilecek ve on gün içinde ödemesi istenecek. Öderse dava açılmayacak. Ödemezse dosya mahkemeye intikal edecek...
FAİLİ MEÇHUL KALAN SUÇLAR
Pek tabi bu düzenleme sorunun bir kısmını çözüyor. Kendisine hakaret ettirip buradan para kazanan bir kitleyi rahatsız edebilir. "Paramı verir herkese hakaret" ederim biçiminde kopan yaygara da bu bağlamda doğru değil. Zira bu uygulama bir kereye mahsus. Önödeme işlemi üzerinden 5 yıl içinde yeniden hakaret suçu işlenirse artık önödemeden yararlanma hakkı olmayacak failin. Ancak burada en büyük sorun "fake hesaplar" ve "trol tavırlar" içindeki kimselerin bilgilerinin sosyal medya şirketlerince adli makamlara verilmemesi, bu konuda direnilmesi. Buna dair esaslı ve net tedbirler geliştirmek gerekiyor. Önödeme, mevzuatlarında "cezalandırıcı tazminat" olan bu ülkeleri ikna etmek için kullanılabilir.
YA TAZMİNAT KONUSU!
Bir başka sorunlu alan ise önödeme yapılması halinde bile maddi ve manevi tazminat davası açılabilmesi. Bu konuda da bir düzenleme gerekiyor. Bu durumu sektör haline getirenler önödeme sonrası faillere tazminat davaları üzerinden yüklenecektir. İşte bunun önüne set çekip TCK m.125'e bir madde ekleyerek "iş bu suçla ilgili şikayet, önödeme ile neticelenmiş ise faille hukuk mahkemelerinde tazminat davası açılamaz" hükmünü de düşünmek gerekiyor. Bir kereye mahsus bu suçu işleyenler için önödeme iyi bir ceza olacaktır. Ama bu işi itiyat haline getirenler için suçu tekrar işlemeleri halinde tüm koruma kalkanı ortadan kalkacaktır!